30 Haziran 2014 Pazartesi

Hastane Odası

Bu gün kendimi iyi hissediyorum. Eee bende hemen bir yazı yazayım dedim. Dördüncü günüm ve en sağlıklı günüm odada tek başımaydım,  tatlı bir teyze geldi karşı yatağa şu an o uzanıyor ben ise yazıyorum yanımda yeni başladığım Behzat Ç. Son Hafriyat  o kadar güzel ki elimden bırakamıyorum. Şu an powertürk dinliyorum.Hadi ben okumaya kaçtım.

25 Haziran 2014 Çarşamba

Masum Çocuk

Öğle arası yemek dönüşü arkadaşıma ben markete uğrayacağım sende gel, ben gelmeyeyim geç kaldım zaten dedi, yolda ayrıldık. İleride bir kız çocuğu ağlamasını duydum, biraz ilerledikten sonra üç dört yaşlarındaydı tahminimce, annesinin elinden tutuğunu ve kaldırımın köşesine doğru ittiğini ve okkalı bir tokat atışını şaşkınlıkla gördüm.Çocuk daha şiddetli ağlamaya başladı tabi ben durur muyum bu durumda, kadını hemen kolundan tuttum, gözlerimi patlattıp ne vuruyorsun ben de şimdi sana vurayım mı dedim, kadın 30'lu yaşlarında birisi,  bana öyle donup baktı hiç bir şey söyleyemedi. Bir daha vurma çocuğa deyip kolunu bıraktım.Benim annesine laf söylediğimi duyan çocuk annesinin bacağına yapıştı kıyamam. "O"na vurduğu halde annesine gidiyor, ne masum, ne savunmasız, korunmaya muhtaç.Bir gün böyle hadiselerden dayak yemezsem iyidir dayanamıyorum hemen karşılık veriyorum  insanlara. Sonra markete giriyorum ne alacağımı unuttum, su alıp çıkıyorum. Böyle insanların ancak güçleri çocuklara yetiyor.

24 Haziran 2014 Salı

Bonibonlu Kına Şekeri

Herkese merhaba;

Yağmur bebek için hazırladığım bonibonlu kına şekerleri, Daha eksik tabi kapakların üzerine Yağmur'un fotoğrafları yapıştırılıcak.






23 Haziran 2014 Pazartesi

Mimlenmişim

Sevgili Gülşah Meral Onyüzmilyonoje blogunun sahibesi arkadaşım beni mimlemiş. Teşekkür ediyor ve cevaplıyorum. Sevgiler.


1-Seni sen yapan renk/renkler nelerdir?

Kırmızı, Mavi, Siyah, Beyaz 

2-Seni sen yapan düşünce nedir?

İyimserlik

3-Seni sen yapan giyim tarzı nedir?

Spor

4-Seni sen yapan saç stili nedir?

Genelde saçlarımı toplamam ve uzun saç severim

5-Seni sen yapan parfüm-koku nedir?

Vivien

6-Seni sen yapan makyaj malzemesi nedir?

Çok makyaj yapmam ama göz kalemi :)

7-Seni sen yapan mevsim/ay nedir?

Kesinlikle Yaz

8-Seni sen yapan müzik türü/şarkı nedir?

Türk Sanat Müziği- Sevgimizin aşkımızın üstünden

9-Seni sen yapan kitap türü/yazar nedir?

Murat Menteş hayranıyım. Sıradışı kitaplar, çok kitap ayırt etmem.

10-Seni sen yapan tavırların nelerdir?

Genelde hep neşeliyim.

16 Haziran 2014 Pazartesi

İçimizdeki Şeytan - Sebahattin Ali

"İsteyip istemedeğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticede aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması.. "

Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan"a keskin bir bakış. Kürk Mantolu Madonna'dan sonra çok iyi geldi.



13 Haziran 2014 Cuma

Renkler

Hayatının rengini değiştirmek isteyenlere bilgi olsun diye...Sahneyi sevdiğim renkle açıyorum:
Mavi ve tonları
Mavinin birçok anlamı vardır. Her şeyden önce mavi sakinleştirici ve dinlendirici bir renktir. (masmavi bir gökyüzü ya da mavi bir deniz gibi) Müşterilerinde bu etkiyi uyandırmak isteyen firmalar (genelde bebek ürünleri, spa merkezleri ve ilaç firmaları) bu rengi tercih ederler. Mavi güvenirliği, dürüstlüğü ve kaliteyi de temsil eder. O yüzden evinizde mavi ve tonlarını kullanacaksanız misafirlerinize işte bu duyguları vereceksiniz demektir.
Mavinin bir diğer (ve kesinlikle en güzel) özelliği ise iştah kapatma etkisidir. Mavi tonlarla döşenmiş bir yatak odasında veya oturma odasında durup dururken açlık krizlerine girme olasılığınız oldukça düşük olacaktır. İlginçtir ki Araplar mavinin kan akışını yavaşlattığına inanırlar.
Nazar boncuğu o yüzden maviymiş. Duvarları mavi olan okullarda ise çocukların daha az yaramazlık yaptığı saptanmış!
Yeşil ve tonları
Doğada gördüğümüz bir diğer renk ise yeşildir. Yeşil ve tonları da mavi kadar dinlendirici ve sakinleştirici olabilir. Bize genelde kırları ve ağaçları hatırlatır. Bunun yanı sıra ilginç bir gerçek de yeşilin insan gözü tarafından en kolay ve güzel algılanan renk olmasıdır.
Ayrıca bir rivayete göre de kalbimiz, bu rengin yaydığı enerji alanındaymış. Doğanın ve baharın rengi olan yeşil kesinlikle güven veren renkmiş. Bir ilginç nokta daha: yeşil ile dekore edilmiş yerlerde yaşayan ve vakit geçiren insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği ispatlanmış!
Mor ve tonları
Eğer renklerin arasında bir asalet sıralaması yapılsaydı, mor ve tonları kesinlikle en üst noktada olurdu. Mor, bilgeliği, sempatiyi, onuru ve asaleti simgeler. Eski çağlardan beri de ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Tarih kitaplarının anlattığına göre, yüksek sınıflar, saray mensupları ve kraliyet aileleri illa mor giyerlermiş.
Mor, aynı zamanda nevrotik duyguları açığa çıkartır ve bilinçaltını temsil edermiş.
İntihar edenlerin en beğendiği rengin mor olduğunu da belirtmeden geçmeyelim!
Kırmızı ve tonları
Bu rengi çok seviyorsanız dikkat edin! Ne kadar güzel ve çekici bir renk olsa da kırmızı insanı sinirli, huzursuz ve aç hissettirir!
Devamlı bir şeyler yemek istediğiniz şu fast food markalarını bir hatırlayın? Mc Donalds, Burger King, Kentucky, Arbys’, Pizza Hut, Dominos? Hepsinin en büyük ortak özelliği KIRMIZI logoları oluşu değil mi? Peki, her ne kadar canlılık ve dinamizm ile ilgili bir renk olsa da aslında mutluluğu temsil ettiğini biliyor musunuz? Eğer evinizin bir odasında kullanmak isterseniz dışarıdan gören bir insan sizin için şunları düşünecektir: “Bu kişi fiziksel olarak atak, canlı ve duygusal olarak da bir işi sonuna kadar götüren azimli ve kararlı biri olmalı”
Unutmayın, kesinlikle ama kesinlikle iştah açar! Tansiyonu yükseltir, kan akışını hızlandırır. Eğer siyah veya grinin tonlarıyla beraber kullanırsanız ortaya çok sofistike bir görüntü çıkacaktır.
Sarı ve tonları
Sarı güneşlidir, meyvelidir ve dikkatlidir! En dikkat edilen yazıların sarı üzerine siyahla yazılanlar olduğu keşfedilmiştir!
Aynı zamanda zekâyı, inceliği ve pratikliği de simgeler.
Sarı bir yandan da hüzün ve özlemin rengi olarak da sayılabilir.
Eğer bir odanızı sarı ağırlıklı döşeyecekseniz çok çok aşırıya kaçmamaya, yanında mutlaka zıt renkler kullanmaya özen gösterin.
Portakal ve tonları
Portakal tam manasıyla kişileri hipnotize eden bir renktir. Yapılan araştırmalar portakal rengin beyinsel aktiviteyi en hızlı duruma getirdiğini ve yaratıcılığı arttırdığını kanıtlamıştır.
Portakal aynı zamanda “dikkaatt ben burdayımm” diye bağıran bir renk olduğu için çocukların da çok ilgisini çeker.
Oyun çağına gelmiş bir çocuğunuz varsa odasında portakal tonlar kullanmak onu çok daha yaratıcı ve hareketli yapacaktır.
Siyah ve tonları
Siyah renk, renklerin arasında en asil olanıdır. Modern aynı zamanda retro, ve yüksek sınıfın tercih ettiği bir renktir. Gücü ve tutkuyu temsil eder, gizemli ve ciddidir. Beyaz ile birlikte kullanıldığında son derece dikkat çekici olur.
Fakat aynı zamanda duygusallığı ve hüznü de simgeler. İlginçtir, Türkiye’de ve Avrupa’da siyah renk matemi temsil ederken, Japonya’da mutluluktur. Siyah fonda kullanılırsa karamsarlığı çağrıştırır. Einstein bir şeye konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan odaları tercih edermiş!

10 Haziran 2014 Salı

Sekizinci Henry

Sekizinci Henry ismini bir yerlerde duymuşsunuzdur. Sekizinci Henry İngiltere Kralıdır. Abisi ölünce tahta geçmiştir ve abisinin karısı Catherine ile evlenmiştir. Henry'nin altı eşi olmuştur.Evlilikleri ile anılır. Anne Boleyn'e olan aşkının da etkisiyle Catherine'in erkek çocuk doğuramamasını evliliklerinin lanetli ve geçersiz olduğuna bağlayarak evliliklerini bitirmek istedi. Fakat, Catherine'nin yeğeni İspanya İmparatoru V. Karl veya Şarlkent, Henry'nin bu isteğine şiddetle karşı çıktı. Yaklaşık altı yıl boyunca boşanmak için uğraşan Henry, İngiliz Reformu ile Anglikanizm kilisesini kurdu ve Henry sevgilisi için yeni bir din icat etti, ilk evliliğinin geçersiz olduğunu söyledi. Sevgilsi uğruna tüm ülkenin dinini değiştirip yıllarca bitmeyecek kanlı bir din savaşı başlattı. Anne ile evlendiler ve evlilikleri 3 yıl sürdü, dana sonra kadınlar arasındaki savaşı kazanan Annenin güzelim başını vurdurdu. Neden mi? Anne , kardeşi Rochford Vikontu George Boleyn'in de aralarında bulunduğu 5 kişiyle zina, vatan hainliği ve ensest ilişki suçları nedeniyle tutuklanarak yargılandı. Yargılandığı tüm bu konularda aleyhinde yeterince delil olmadığı halde yine de idam cezasına çarptırıldı  Londra Kulesi'nde idam edildi. Uğrunda insanların dinlerini bile değişttirdiği kadına acımadan idam ettirmiş  Henry Anne'nin idamından 10 gün sonra evlendi. Bu eşi Prens Edward'ı doğurduktan on iki gün sonra öldü. Henry daha sonra güzel başını vurdurduğu Anne'nin yeğeni ile evlendi. Kendisinden otuz yaş küçük olan Catherine Howard ile iki yıl evli kaldıktan sonra, zina yapma nedeniyle  Anne'nin yeğeni Catherine'i tutukladı ve yargılamadan idam etti. Henry bir yıl sonra Catherine Parr ile evlendi ve ölümüne kadar Catherine ile evli kaldı. Henry'ye ne demeli kadınları sevmiş sevmiş, hoop bir suçlamayla kafalarını vurdurmuş pes vallahi, ne adamlar yaşamış bu dünyada...

9 Haziran 2014 Pazartesi

Kitaplarım


Hafta sonu ne yaptım kitaplarımın bir kısmını biraz düzenledim. Dükkana gidecekler ayrılıp paketlenecek.

6 Haziran 2014 Cuma

Mehlika Sultan / Yahya Kemal Beyatlı

Adımın anlamını hep sormuşlardır. Ben de hep " ay yüzlü güzel, güzel kadın, sultan" anlamına geldiğini çocukluğumdan beri bıkmadan her sorana söylemekten usanmışımdır. İşte bu yüzdendir ki; kimseye sormam adının anlamını Google amcaya sorarım. Yanlış söylerler, anlamazlar tekrar etmek zorunda kalırım  Melike derler yada aradaki  "h" harfi kaynar, doğru düzgün söyleyemeyenler lakap takar, resmi kurumlarda problem yaşarım hecelerim "Meh-li-ka" diye, nedir benim ismimden çekim. Niye bu adı koydunuz  Ayşe, Fatma olaydı ya dediğim zamanlar olmadı değil,  artık 34 yıl  olmuş bu saatten sonrada Ayşe'de  olmaz herhalde:)) Şimdi birden düşündüm de  güzelmiş  adım. Seviyorum ismimi (acayibim değil mi? banada belli olmuyor bir dediğim bir dediğini tutmuyor) Şöyle avutuyorum kendimi Yahya Kemal  şiir yazmış, Mehlika Sultan diye,  Yılmaz Gürbüz roman yazmış "Mehlika" diye daha ne olsun değil mi. 



MEHLİKA SULTAN

Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı:
Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Kara sevdalı birer aşıktı.

Bir hayalet gibi dünya güzeli
Girdiğinden beri rü'yalarına;
Hepsi meşhur, o muamma güzeli
Gittiler görmeye Kaf dağlarına.

Hepsi, sırtında aba, günlerce
Gittiler içleri hicranla dolu;
Her günün ufkunu sardıkça gece
Dediler: ''Belki bu son akşamdır''

Bu emel gurbetinin yoktur ucu;
Daima yollar uzar, kalp üzülür:
Ömrü oldukça yürür her yolcu,
Varmadan menzile bir yerde ölür.

Mehlika'nın kara sevdalıları
Vardılar cikrigi yok bir kuyuya,
Mehlika'nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gözlerle suya.

Gördüler: ''Aynada bir gizli cihan..
Ufku çepçevre ölüm servileri.....''
Sandılar doğdu içinden bir an
O, uzun gözlu, uzun saçlı peri.

Bu hazin yolcuların en küçüğü
Bir zaman baktı o viran kuyuya.
Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü
Parmağından sıyırıp attı suya.

Su çekilmiş gibi rü'ya oldu!..
Erdiler yolculuğun son demine;
Bir hayal alemi peyda oldu
Göçtüler hep o hayal alemine.

Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Seneler geçti, henüz gelmediler;
Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler!..
          YAHYA KEMAL BEYATLI

5 Haziran 2014 Perşembe

Kadın

Dünyada en çok iyiliği ve fenalığı söyleyen bir vücut... en güzel ve en korkunç bir mahluk... sakin olduğu zaman bir melek, intikam almaya kapıldığı zaman bir şeytan... Yer yüzünde cennet veya cehennem... Bütün mahlukatın en zayıfı ve en zorlusu... Hükümdarlar gibi dostu az ve yüze güleni  çok bulunan, yine onlar gibi büyüklüğünü icraya düşkün olan... dünyada en yılmaz ve gözü pek bir şahsiyet, boş ve yanlış itikatlara  ve asılsız sözlere kapılan bir çocuk... Birbirine uygun olmayan şeylerin hulasası... Bir çok kapalı ve belirsiz işlerin kaynağı... her şeyi isteyen, fakat renkten renge giren ve yelkovan gibi dönen... medeniyet ve saadet, aşk ve muhabbet, zevk ve şataret, hiddet ve şiddet, düşmanlık, kahramanlık kaynağı, hasılı bir muamma.. işte kadın budur.

 Kadınlar 

Kadın bir dalgadır; yalnız zayıfları değil, kuvvetlileri de sürükler götürür.

Kadın hiç bir zaman eksik olmayan bir derttir; ona bugün katlanan, yarın feryada başlayacaktır.

Bir Fransız şairi şöyle diyor: Kadın para gibidir, kırkına gelince bozdurup iki yirmilik  almalıdır.

Kadınlardan şikayet eden erkekler üç kısma ayırılır.
1- Kadınları sevmeyenler
2- Kadınları çok sevenler
3- Kadınlar tarafından sevilmeyenler.

Kedilerle kadınlar ne kadar sevilip okşansalar yine tırmalamaktan geri kalmazlar.

Yılan balığı kuyruğundan, kadın da dilinden tutulmaz.

Kadınların kalpleri basılmamış bir romandır.

Kadın kalbi bir uçurumdur. Derinliğini kimse ölçemez.


4 Haziran 2014 Çarşamba

Mütevazı Bir İntikam - Bahadır Cüneyt Yalçın

Herkese Merhaba;



Bayıldım kitaba,  gerçi biraz Murat Menteş izleri yok değil tabi, bana onu anımsattı. Ama hikaye güzel içinde geçen bilgiler ilginç, yer yer güldüm, yer yer hüzünlendim. Ben sevdim Bahadır Cüneyt Yalçın'ı mutevazı bir adam.

"Birçoğumuz için en büyük talihsizlik insanlığa faydalı mı yoksa faydasız mı olduğumuzu bilemememiz bence"

"Öylesine bir sakız gibiyim para üstü yerine. Çiğnediler de çabuk unuttular."

"Annem Kur'an okurdu, babam ansiklopedi. Ahlakımı annemden, bilimimi babamdan almışım.

Çocukluğum sefertası gibi bir apartmanda geçti. Üç katlıydı, kızartma kokardı."

Yeni bir eve taşınıyorsunuz.

Deli saçması, İspanyol paça mektuplar almaya başlıyorsunuz.

Mektupları yazanın semtinizde bulunan hapishanedeki bir mahkum olduğunu anlıyorsunuz.

Bir akşam eve geliyorsunuz ve…

Deli mahkum karşınızda…

Ve sizin kahramanı olduğunuzu söylüyor!

Kuş kafesi kokan, duvarları kitap sayfalarıyla kaplı bir evde spor yazıları yazan inovatif anarşist Ali.

Uğruna hapisten kaçılan Selin, uğruna hapise düşülesi cevval Şevval.

Pırlanta asker Muhterem, utanmaz mafyöz Tanju.

Aleksi bir polisiye, Aleksi bir dram, Aleksi Pavloviç.

Tren, katır, traktör ve kahkaha dolu bir yol hikâyesi…

Rakamlar zengin edebilir, hatta mutlu edebilir ama;
"Bizi kelimeler kurtaracak."

"Toprak otu verir, inek otu yer.
Sen ineği yersin, toprak seni alır."

" Mısır koçanı gibiyim. Hikayem kargalar."

3 Haziran 2014 Salı

Cassius Marcellus Clay / Milyon Dolarlık Bebek

Marcellus fakir bir ailenin çocuğuydu ve babasının bütün parasını verip aldığı kırmızı bisikleti çalınınca, arkadaşı ile çalanı yakalamaya çalıştılar ama yetişemediler, daha sonra polise gittiler ve oradaki  boks yapan memur Jeo, Marcellus'un hayatını değiştirecek bir şey söyledi: "Eğer boks bilseydiniz, bisikletinizi çalmazlardı demek ki sizden korkmadılar". Memur Jeo Marcellus'u alıp çalıştığı salona götürdü ve işte boksa böyle başladı. 1960'ta daha 18 yaşında bir gençken, Roma Olimpiyatları'nda kazandığı altın madalyayı Ohio Nehri'ne fırlattı.Çünkü gittiği restoranda siyahlara servis yapılmıyordu. 22 yaşında müslüman oldu Muhammed Ali adını aldı. Vietnam savaşına katılmadı "Benim onlarla sorunum yok."dedi ve bokstan uzaklaştırıldı Muhammed Ali, çok sevdiği boks'a iki yıl kadar ara vermek zorunda kaldı. 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Lisansı ve pasaportu elinden alınınca dava süresince maddi sıkıntılar yaşadı ve iflas etti. Daha sonra temyiz davasını kazanıp tekrar boksa döndü. 1971'de Joe Frazier ile 'Asrın maçı'na çıktı ve profesyonel boks kariyerinde ilk defa kaybetti. Facing Ali 2009, When We Were Kings 1996, belgesellerini mutlaka izlemelisiniz. Muhammed Ali, dünyadaki tüm yoksul, mahrum, ezilen, dışlanan insanlara ilham ve umut vermişti. Ali, tüm mazlumlar adına, tüm zalimlere karşı dövüşüyordu.Böyle bir insandan nasıl etkilenilmez ki? Tabi biz de etkilenmiştik Abimle....Çocuktan beri hayranım Muhammed Ali'ye maçlarını izlerdik. Bizde abimle  güya maç yapar, birbirimizi yumruklar ben ağlayınca da biterdi. 

Joe Frazier ile Muhammed Ali'nin rekabetleri boks tarihinin en büyük rekabeti olarak bilinir ve Ali ile Frazier'ın Filipinler'in başkenti Manila'da yaptıkları son maç hala dünyadaki en büyük boks maçı olarak kabul edilir. 12. raunda kadar Muhammed Ali'yi zorlamıştı. Frazier 'in sol gözünde problem vardı ve sağ gözüde yumruklardan şişmişti ve neredeyse kör dövüşüyordu 14. raund  sonunda berbat görünüyordu özellikle gözü. Sonunda antrenörü  havluyu ringe fırlattı ve Muhammed Ali maçı kazandı. 1975 yılında yapılan bu maçı izlemeyi seviyorum.

Biliyor musun George,
Herkesin kalbi yumruğu kadardır.
Şunu görüyor musun?
Benim kalbim seninkinden büyük.
Bunu anlayabiliyor musun George?
Yani ben senden yürekliyim.
Yani ben senden büyüğüm.
Bu da demek oluyor ki,
Bu gece seni fena halde döveceğim.
İşte seni bununla döveceğim.
Bütün kalbimle!
Bütün kalbimle!
Bütün kalbimle!


Milyon Dolarlık Bebek 

Boks aslında diğer kişinin saygısını kendinize almaktır.

Severek izlediğim ve çok etkilendiğim, sonunda ağladığım 2004 yapımı Milyon Dolarlık Bebek filmi, parasız bir kızın içinde yaşattığı boksör olma hayali ile bir boks salonuna gitmesi, ideali için gösterdiği müthiş çalışma ve başarı azmi ile 30lu yaşlarını geçtiği halde sonunda salon sahibini ikna edip antrenörü yapması, daha sonra  çıktığı maçlar ve tüm bu olayların sonunda filmin acıklı bitişi, boksu daha da sevdirdi bana ve filmdeki şu sözler;

Bazen iyi yumruk atabilmek için geri çekilmek gereklidir. Ancak sürekli geri çekilirseniz dövüşemezsiniz.
Bir insanı çok yormalısınız ki sadece sizi duyabilsin, sadece sizin dediklerinizi yapsın.

Bence,  beğenilmesi zor, izlenmesi sabır isteyen ama kült olmayı hakketmiş bir sinema yapıtıdır. Film sevginin, safça, kalpten ve karşılıksız sevmenin ne demek olduğunu anlatıyor. Benim film sıralamamda ilk 3 dedir.

İşte Muhammed Ali hayranlığı ve Milyon Dolarlık Bebek filmiyle sevdim Boksu.  Bir de asi Mike Tyson'la.
Birde George Chuvalo'nun hayatı beni çok etkilemiştir. Tam bir aile dramıdır oğulları uyuşturucudan ölür, karısı intihar eder.

2 Haziran 2014 Pazartesi

Tepsinin Sahibi


Herkese Merhaba; 

Sevgili Nuray Kamiloğlu'nun oluyor tepsi. Güle güle kullansın, bana ulaşırsa sevinirim. Sevgilerimle....