14 Kasım 2013 Perşembe

Marilyn Monroe Ahşap Kutu Dekupajı

Herkese Merhabaaa;
      Uzun zamandır kutu dekupajı  yapmak istiyordum. Marilyn Monroe biçilmiş kaftan olur diye düşündüm. İnternetten bayağı bir fotoğraf indirdim ve A4 kağıdına çıkarıp tek tek kestim. Ahşap kutuyu beyaza boyadım ve üzerine fotoğrafları transfer yapıştırıcı ile yapıştırıp üzerine vernik sürdüm. Daha sonra iç kısmını siyah kadife ile kapladım. Tam mücevher kutusu oldu. Ben çok beğendim. Belki ikinci çekilişimde bunu hediye edebilirim diye düşünüyorum. Sevgilerle....




6 Kasım 2013 Çarşamba

Harikalar Dünyası Facebook'da

 Bu güne dek beni takip eden arkadaşlarıma teşekkür ederim. Her geçen gün biraz daha takipçim oluyor ve bu beni sevindiriyor . Bunun için; Blogumun  bir facebook sayfası olmasının zamanının geldiğini düşündüm ve açtım. Sevgili Aycn Özcn'a bloguma facebook beğen kutusunu eklememe yardım ettiği için çok teşekkür ederim. Beni facebook da da beğenirseniz sevinirim. Herkese mutlu ve huzurlu günler dilerim. Sevgilerimle...


5 Kasım 2013 Salı

Kardeşimin Hikayesi ve Serenad





Zülfü Livaneli'nin bu iki kitabını da okudum. İkiside güzel kitaplar ama bence Seranad daha güzel içinde bilmediğim bir olayı öğrendim ve biraz araştırdım.  Struma Olayı  ikinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerden kaçan Yahudileri Filistin'e götürmek üzere Romanya'dan yola çıkan Struma gemisi İstanbul açıklarında bir Sovyet denizaltısı tarafından batırılıyor. İstanbul açıklarında motoru bozulan ve yolcularının karaya çıkmasına izin verilmeyen geminin batırılması sonucu 768 kişi hayatını kaybediyor ve bunların 103 ü çocuk. Struma'nın batışı ikinci Dünya Savaşı'nın denizde en fazla sivil kayba yol açan olayı olarak tarihe geçmiş.23 Şubat 1942. Bir de Livaneli bu olayı aşkla bağdaştırınca ortaya harika bir roman çıkmış. Ben iki kitabı da okuyun derim.

Kardeşimin hikayesi arka kapağında şöyle yazıyor;
Aşk bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.

Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalının kapıları aralanır. 

 Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız. 
Ben romanın sonunun mutlu bitmesini isterdim. Nedense hep kitapların mutlu son olmasını istiyorum. Bu çok fazla Türk filmi izlememden olabilir. 

Serenad'ın arka kapağında ise; 
Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar.

1930'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir.

Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.

Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad'da Zülfü Livaneli'nin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: İç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz Dengesi. 

4 Kasım 2013 Pazartesi

Senden Önce Ben

 Birbirlerine aşktan başka verecek hiçbir şeyleri yoktu...

Yaşamın ince detayları Loudan sorulur. Otobüs durağıyla ev arasında kaç adım var? Çalıştığı kafeye gelip gidenler nasıl bir hayat yaşıyor? Parlak yeşil elbisenin altına ne renk külotlu çorap giyilir? Onda bu soruların hepsinin cevabı var. Kolayca mutlu olabildiği küçücük dünyasında bilmediği tek şey hayatın çok daha karmaşık soru ve cevaplarla dolu olduğu...

Geçirdiği motosiklet kazasıyla hayatı altüst olan Will uzun süredir karmaşık sorularla meşgul. Bu hayatta diğer insanları mutlu eden küçük şeyler ona biraz olsun keyif vermiyor. Çevresindeki tüm renkler birden griye dönmüş ve böyle bir umutsuzluk içindeyken yapabileceği tek şeyin hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor.

Peki, asık suratlı, aksi ve geçimsiz Will, Lounun rengârenk yaşamıyla karşılaşırsa neler olur?

Mucizelere inanmıyorsanız durup bir kez daha düşünün... diyor arka kapakta;

Kitap sürükleyici güzel akıcı hele son sayfaları ve Willin Louya mektubu çok duygulandığım anlardı. Sonunu arkadaşım söylemişti ama ben mutlu bitmesini isterdim. Sonu beni üzdü. Bence okunması gereken güzel bir kitap.

24 Ekim 2013 Perşembe

HEDİYELERİM VARRRRR 100. Takipçi Çekilişim....

Merhabalar;

Takipçi sayım 100'ü geçti. Beni ilk günden beri takip eden, yorum bırakan herkese çok çok teşekkür ederim. Bende bu sevincimi bir çekilişle pekiştirmek istedim. Bu benim ilk çekilişim umarım hediyeleri beğenirsiniz.. 


Hediyelerim...
  • Makyaj aynası
  • Cüzdan
  • Fular
  • Deodorant ve roll on
  • 4 renk oje
  • Tırnak parlatıcı törpü
  • 10 Adet oje çıkarıcı mendil
  • Flormar 3 renk göz kalemi (Mavi, Siyah, Kahve)
  • Kalemtraş
  • 5'li makyaj fırça seti
  • Saç Fırçası
  • Makyaj süngeri
  • Topuk törpüsü
  • Kalpli siyah küpe
  • Kabartma desenli kupa
El Emeğim 
  • Buzdolabı süsü (nazar boncuğu taş boyama)
  • Peçete dekupaj sabun
  • Hediyelerimi ulaştırabilmek için kapladığım fuşya pembe kutu



  











Katılım Şartlarım

 Blogumu izlemeye almanız ve beni g+ dan çevrelerinize eklemeniz. Bloguma yorum bırakmanız ve mail adresinizi yazmanız. Sizden bir yerde paylaşmanızı istemiyorum isterseniz paylaşabilirsiniz.

Not: Kargo bedeli bana aittir. Ürünler hiç kullanılmamıştır.  Yurtdışı gönderim yapamıyorum.

Son Katılım Tarihi: 18 Kasım 2013 Pazartesi Saat:16:00
Kazananı 19 Kasım 2013 Salı günü blogumda açıklayacağım.

HERKESE SEVGİLER.....

Kırma Baklava





Malzemeler 
1 Bardak süt
Yarım su bardağı yağ
1 yumurta
1 paket kabartma tozu
Yarım limon(Şerbet için)
Aldığı kadar un
1paket margarin (üzeri için)

Şerbeti için 
4 su bardağı şeker
3.5 su bardağı su
Yarım limon

Yapılışı
Malzemeleri bir kapta yumuşak hamur elde edinceye kadar yoğuruyoruz. Nişasta ile ince olacak şekilde açıyoruz. İçerisine ceviz serpip yufkayı ikiye bölüp oklava ile sarıp büzüp oklavayı hamurdan çıkarıyoruz. Küçük parçalar halinde kesip üzerine 1 paket margarin ve 1çay bardağı sıvı yağ döküp fırında üzeri pembeleşinceye kadar kızartıyoruz. Şerbeti kaynattıktan sonra biri sıcak diğeri soğuk olacak şekilde( bence baklava soğuk şerbet sıcak) şerbetliyoruz. Tabiki bunu ben tek başıma yapmadım 3 kişiydik:) daha o kadar marifetli değilim: ) Afiyet olsun......

Kaz

Hayatımda ilk kez kaz yedim. Aynı kırmız et gibi tadı var. Kazı kesmeden 10 gün önce kümese kapatıp dinlendiriyorlarmış ki lezzetli olsun diye ilginç geldi bana. Kazı düdüklü tencerede haşladıktan sonra tepsiye dizip fırınlıyoruz aynı tavuk gibi biz birde bulgur pilavı  yaptık, öyle yeniliyormuş bulgur pilavıyla daha iyi oluyormuş kaz. Kaz kaz kaz derken;
Kazlarla ilgilide bir hayli değim varmış.

  • Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür
  • Kaz gibi yolmak
  • Kaz kafalı
  • Kazı koz anlamak
  • Kazın ayağı öyle değil
  • Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
  • Bu günün tavuğu yarının kazından iyidir
  • Kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kel horozla